Xiaomi’nin, Apple’a rakip olmak için 16 serisini atlayarak direkt piyasaya süreceği merakla beklenen Xiaomi 17 ailesi için geri sayım başladı. Bu ay içinde yapılması beklenen lansman öncesinde, serinin en savlı modellerinden biri olan Xiaomi 17 Pro‘nun kamera yetenekleriyle ilgili kritik ayrıntılar Çin’den sızdırıldı. Gelen bilgiler, Xiaomi’nin fotoğrafçılık konusundaki tezini bir üst düzeye taşıyacağını gösteriyor.

Xiaomi 17 Pro kamera özellikleri ile ön plana çıkacak

Sızıntılara nazaran, Xiaomi 17 Pro’nun ardında yeniden Leica imzasını taşıyan güçlü bir üçlü kamera heyetimi yer alacak. Telefonun, f/1.67 üzere epey geniş bir diyafram açıklığına sahip 50 MP’lik bir ana kameraya sahip olacağı belirtiliyor. Bu geniş diyafram, bilhassa düşük ışık şartlarında daha parlak ve net fotoğraflar çekilmesini sağlayacak.

Ancak asıl dikkat çeken nokta, 115 mm odak uzaklığı ve f/3.0 diyafram sunan telefoto kamera. Bu teknik bedeller, telefonun kayıpsız bir halde 5x optik yakınlaştırma kapasitesine sahip olacağı manasına geliyor. Bu özellik, Xiaomi 17 Pro’yu uzaktaki objeleri net bir biçimde çekme konusunda epey yetenekli kılacak. Sistemi, 17 mm odak uzaklığına sahip bir ultra geniş açılı kamera tamamlayacak.

Sızıntıdaki en farklı bilgilerden biri ise Xiaomi 17 Pro Max modelinin, Pro’dan farklı bir kamera kurulumuna sahip olacağı savı. Bu durum, Xiaomi’nin “aynı telefon, farklı boyut” stratejisinden uzaklaşarak, Pro ve Pro Max modelleri ortasında kamera yetenekleri üzere donanımsal farklar yaratacağını gösteriyor. Böylelikle Pro Max, yalnızca daha büyük bir ekran ve batarya sunmakla kalmayıp, muhtemelen daha da gelişmiş bir kamera sistemiyle fotoğrafçılıkta en zirve noktayı hedefleyecek.

Diğer yandan, standart Xiaomi 17 modelinin ise Pro ile misal boyutlarda (daha evvelki sızıntılar 6,3 inç ekrana işaret ediyordu) olması, fakat daha mütevazı bir kamera kurulumuyla gelmesi bekleniyor.

Xiaomi 17, 17 Pro ve 17 Pro Max modellerinin bu ay sonunda resmi olarak tanıtılması bekleniyor. Bu yeni bilgiler, şirketin kamera performansına ne kadar odaklandığını ve eser gamını daha bariz çizgilerle ayırmaya başladığını net bir biçimde ortaya koyuyor.