2025 yılında yapay zeka alanında yaşanan süratli büyüme, teknoloji dalının hudutlarını yine çizerken ferdî servetlerde de tarihi sıçramalar yarattı. CB Insights bilgilerine nazaran yılın başından bu yana dünya çapında 53 şirket “unicorn” statüsüne ulaştı. Pahası 1 milyar doları aşan bu şirketlerin yarısından fazlası yapay zeka odaklı teşebbüslerden oluşuyor. Bu süratli yükseliş, son 18 ayda en az 29 yeni milyarderin ortaya çıkmasına yol açtı.

Yapay zeka milyarderleri geliyor

Yapay zekanın yatırımcılar, şirketler ve piyasa üzerinde yarattığı tesir, 19. yüzyıldaki altına atağa benzetiliyor. Çok kısa müddette devasa büyüme gösteren teşebbüsler, kurucularını ve üst seviye yöneticilerini global servet sıralamalarında üst sıralara taşıyor.

Şirket paylarının tamamı kamuya açık olmadığı için resmen milyarder olarak kaydedilmeyen lakin sahip oldukları hisselerle bu seviyeyi aşan pek çok kişi daha olduğu belirtiliyor.

Bu isimler ortasında Anthropic CEO’su Dario Amodei, OpenAI’dan ayrılarak kendi şirketlerini kuran Mira Murati ve Ilya Sutskever, Perplexity’nin üst yöneticileri ve Scale AI CEO’su Alexandr Wang öne çıkıyor. Geliştirdikleri modeller ve platformlarla bölümde büyük ilgi gören bu teşebbüsçüler, yalnızca teknolojik tesirleriyle değil finansal büyüklükleriyle de dikkat çekiyor.

Yapay zeka ekosisteminin en büyük kazananlarından biri ise Nvidia. Şirketin pay kıymetindeki yükseliş, CEO Jensen Huang’ın servetinde tarihi bir artışa neden oldu. Bloomberg datalarına nazaran Huang’ın ferdî serveti 159 milyar dolara ulaştı.

Böylece Huang, dünyanın en güçlü sekizinci bireyi pozisyonuna geldi. Yalnızca 2025 yılı içinde servetine 44 milyar dolar eklediği belirtiliyor. Nvidia’nın büyümesi sürdükçe, Huang’ın servetinin daha da artması bekleniyor.

Silikon Vadisi merkezli bu servet artışı, yapay zekanın ekonomik tesirinin ulaştığı ölçeği gösteriyor. Teknolojinin üretimden hizmetlere kadar çok geniş bir yelpazede dönüşüm yarattığı periyotta, bu dönüşümden en fazla kazananların kimler olduğu da daha net formda ortaya çıkıyor.

Girişim sermayesi, donanım üretimi ve yazılım geliştirme üzere farklı kanallardan beslenen bu yeni servet dalgası, yapay zekanın ekonomik istikrarları nasıl şekillendirdiğine dair güçlü bir tablo sunuyor.