Bilgi
Hayatteknoloji.net - Türkiye'nin teknoloji portalı

  • DOLAR
    %0,03
  • EURO
    %0,37
  • ALTIN
    %2,27
  • BIST
    %-0,27
Veri merkezlerinin çoğu risk altında

Veri merkezlerinin çoğu risk altında

Dünyadaki veri merkezlerinin çoğu yanlış iklimlerde inşa edildi. Aşırı sıcaklar ve yapay zeka talebi, enerji krizini derinleştiriyor.

Dünyanın dört bir yanındaki veri merkezlerinin konumu üzerine yapılan yeni bir araştırma, teknoloji dünyasında şaşırtıcı bir gerçeği ortaya koydu. Endüstri standartlarını belirleyen ASHRAE rehberliğine göre, veri merkezleri için ideal hava giriş sıcaklığı 18°C ile 27°C arasında olmalıdır. Ancak küresel çapta yapılan bir haritalama çalışması, dünya genelindeki 8.808 operasyonel tesisten yaklaşık 7.000’inin bu verimli sıcaklık aralığının dışında çalıştığını gösteriyor.

Veri merkezlerinde aşırı ısınma sorunu: 7.000 tesis verimsiz çalışıyor

İklimsel uyumsuzluk artık sektörde küresel bir norm haline gelmiş durumda. Yaklaşık 600 tesis, yıllık ortalama sıcaklıkların 27°C’yi aştığı aşırı sıcak bölgelerde bulunurken, birçoğu da 18°C’nin altındaki daha soğuk bölgelerde faaliyet gösteriyor. Örneğin, sıcaklıkların 33°C civarında seyrettiği ve nem oranının sık sık %80’in üzerine çıktığı Singapur, yoğun ısı koşullarına rağmen 1,4 gigawatt’tan fazla veri merkezi kapasitesine ev sahipliği yapıyor.

Yüksek ortam sıcaklıkları, tesislerdeki soğutma talebini ciddi oranda artırırken elektrik iletim verimliliğini düşürüyor ve yerel güç şebekeleri üzerinde ek bir baskı oluşturuyor. Uluslararası enerji tahminlerine göre, veri merkezleri 2024 yılında yaklaşık 415 terawatt-saat elektrik tüketerek küresel talebin yaklaşık %1,5’ini oluşturdu. Yüksek yoğunluklu sistemlerin yaygınlaşmasıyla birlikte bu rakamın 2030 yılına kadar iki katından fazla artması bekleniyor.

Sunucular için yer seçimleri genellikle güç kullanılabilirliği, elektrik fiyatlandırması, su erişimi ve arazi maliyetleri gibi faktörlere dayanıyor. Bu ticari hususlar, operatörler yeni projeleri değerlendirirken genellikle sıcaklık uygunluğundan daha ağır basıyor. Küresel olarak hava soğutma hala baskın yaklaşım ve sistemlerin yarısından fazlasını oluşturuyor. Sıvı tabanlı soğutma ise özellikle yüksek güç çeken sistemler için ilgi görse de mevcut tesisleri buna göre yenilemek oldukça yüksek sermaye gerektiriyor.

Risk değerlendirmeleri, 2040 yılına kadar aşırı sıcakların dünya genelindeki büyük veri merkezi merkezlerinin kabaca üçte ikisini etkileyebileceğini gösteriyor. Singapur, Nijerya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde tüm tesisler şimdiden kritik sıcaklık eşiğini aşan bölgelerde yer alıyor. Öte yandan, yapay zeka iş yüklerinin hızla genişlemesi, veri merkezlerinde benzeri görülmemiş bir büyümeye yol açarak güç taleplerini ve işletme maliyetlerini keskin bir şekilde artırıyor. Bu enerji kullanımı artışı, yapay zeka balonuna dair ekonomik endişelerin somut bir altyapı gerilimine dönüştüğünü kanıtlar nitelikte.

Bu veriler, mevcut genişleme modellerinin uzun vadeli çevresel verimlilikten ziyade kısa vadeli talebi önceliklendirdiğini ortaya koyuyor. Peki, teknolojinin sürdürülebilirliği ve artan enerji ihtiyacı dengesi hakkında siz ne düşünüyorsunuz?


Kaynak:
Shiftdelete 


Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Sponsorlu Bağlantılar
  • ÇOK OKUNAN
  • YENİ
  • YORUM