Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) tarafından yapılan son açıklamalar, dünyanın gözünü yine Ukrayna’ya çevirmesine neden oldu. Şubat ayında gerçekleşen bir hücum sonucunda, Çernobil müdafaa kalkanı üzerinde önemli bir hasar oluştuğu resmen doğrulandı. Nükleer güvenliğin sembolü haline gelen bu devasa yapının ziyan görmesi, bölgedeki radyasyon güvenliği konusunda yeni soru işaretleri yaratıyor.

Çernobil müdafaa kalkanı dron saldırısına uğradı

Ukrayna’daki savaşın tesirleri, nükleer tesisler üzerinde de hissedilmeye devam ediyor. IAEA tarafından paylaşılan rapora nazaran, Çernobil Nükleer Santrali’nin 4. reaktörünü örten devasa çelik yapı, bir dron saldırısının gayesi oldu. Yaklaşık 1,5 milyar euro maliyetle inşa edilen ve 2019 yılında tamamlanan bu yapı, reaktörden sızabilecek radyasyonu engellemek için tasarlanmıştı.

Saldırı sonucunda kalkanın dış yüzeyinde yaklaşık 15 metrekarelik bir delik açıldığı belirtiliyor. Bu hasar, yapının birincil güvenlik işlevlerini kaybetmesine neden oldu. Ajans Yöneticisi Rafael Grossi, bölgede kimi süreksiz tamiratların yapıldığını lakin yapının uzun vadeli güvenliği için çok daha kapsamlı bir bakım sürecinin kural olduğunu vurguladı.

Bununla birlikte, hasarın boyutu yalnızca fizikî bir delikten ibaret değil. Uzmanlar, çelik yapıdaki bu zafiyetin, içerideki radyoaktif tozun dışarı sızma ihtimalini artırdığına dikkat çekiyor. Bilhassa kış aylarında yaşanabilecek sert hava şartları, mevcut deliğin büyümesine yahut yapının korozyona uğramasına yol açabilir.

Gelecek için büyük tehdit oluşturuyor

1986 yılında yaşanan felaketin ardından Sovyetler Birliği tarafından ivedilikle yapılan beton lahitin sökülmesi ve altındaki nükleer atıkların temizlenmesi hedefiyle kurulan bu yeni kalkan, 100 yıl boyunca dayanacak biçimde mühendislik mükemmeli olarak planlanmıştı. Lakin savaşın getirdiği yıkıcı tesirler, bu planları sekteye uğratmış durumda.

IAEA raporlarına nazaran, şu an için bölgedeki radyasyon düzeyi stabil durumda ve rastgele bir sızıntı tespit edilmedi. Lakin yetkililer, bu durumun rehavete kapılmak için bir neden olmadığını belirtiyor. Güçlü ve kalıcı bir tamirat yapılmadığı takdirde, güvenlik marjının giderek daralacağı ve gelecekte daha büyük risklerin ortaya çıkabileceği tabir ediliyor.

Sonuç olarak, Ukrayna ve Rusya ortasındaki çatışmaların gölgesinde kalan Çernobil, hala faal bir tehdit ögesi olarak varlığını sürdürüyor. Kiev idaresi hücumdan Rusya’yı sorumlu tutarken, Moskova cephesi bu savları reddediyor. Siyasi tansiyon devam etse de, bilim insanları nükleer güvenliğin siyaset üstü bir bahis olduğunun altını çiziyor.

Peki, Çernobil müdafaa kalkanı hakkındaki sizin görüşleriniz neler? Fikirlerinizi yorumlarda bizimle paylaşın!