Elektrikli araçların gündemi meşgul ettiği bu günlerde, Kanada’da yaşayan bir mühendislik öğrencisi, etraf dostu ulaşım konusuna farklı bir yorum getiriyor. British Columbia Üniversitesi’nde (UBC) okuyan 22 yaşındaki Alex Jennison, 1999 model bir Harley-Davidson Heritage Softail motosikleti, atık yemeklik yağla çalışan biyodizel bir araca dönüştürdü. Bu projenin temelinde, üniversitenin 400 araçlık filosuna pak yakıt alternatifi bulma amacı yatıyor.

Biyodizel motorlu Harley-Davidson geliştirildi

Jennison, dönüştürdüğü motosikletle ABD’nin batı kıyısında 1931 kilometrelik bir test sürüşü yapıyor. Proje, hem atık idaresini hem de güç verimliliğini bir ortaya getiriyor. 1999 model Harley’nin seçilmesinin özel bir nedeni var.

Motor ve şanzımanın başka tasarlanmış olması, motosikletin modifikasyon sürecini kolaylaştırıyor. Orjinal motor sökülerek yerine, atık yemeklik yağdan üretilen biyodizelle çalışacak formda tasarlanmış, üç silindirli bir Kubota traktör motoru takılıyor.

Bu biyodizel teknolojisi, klâsik dizel yakıtlara nazaran karbon emisyonlarını yüzde 74 oranında azaltıyor. Yakıt olarak kullanılan atık yemeklik yağ, yerleşkedeki restoranlardan fiyatsız olarak toplanıyor ve kimyasal bir süreçle biyodizele dönüştürülüyor. Bu süreç, hem atık yağların değerlendirilmesini sağlıyor hem de fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltıyor.

Jennison, projenin yalnızca motosikletlerle sonlu olmadığını, ağır hizmet araçları ve belediye filoları için de kıymetli bir potansiyel taşıdığını belirtiyor. Elektrikli araçların karbon emisyonunu düşürmede tesirli olmasına karşın, pillerde kullanılan lityum ve kobalt üzere minerallerin çıkarılmasının çevresel ve etik sıkıntılara yol açtığını vurguluyor.

Kobalt madenlerindeki insan hakları ihlallerine ve Amazon’daki ormansızlaştırmaya dikkat çekiyor. Jennison’a nazaran, biyodizel üzere yenilenebilir yakıtlar, bu problemlere karşı sürdürülebilir bir alternatif sunuyor.